Asım Cüneyd Köksal: “16. yüzyıl Osmanlı Dünyasında teolojik-politik toplum yapısını temsil eden sınıf kimdir?”

Tarih Konuşmaları - 13 Ocak 2025 Pts

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), “Tarih Konuşmaları” dizisi kapsamında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal’ı ağırladı.  4 Ocak 2025 tarihinde Dr. Öğr. Üyesi Selim Ahmetoğlu’nun moderatörlüğünde çevrimiçi olarak gerçekleşen “Osmanlı Klasik Döneminde Hukuk ve Siyaset” başlıklı konuşmaya çok sayıda dinleyici katıldı.

Konuşmasına 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda hukuk ve siyaset ilişkisine dair bir tasvirle başlayan Köksal, 1876’daki yazılı anayasadan önce Osmanlı klasik nizamında hukukun nasıl sağlandığı hususunda bazı önemli noktalara işaret etmiştir. Konuyu anlamlandırabilmek için “Müslüman, teolojik-politik toplum yapısını temsil eden sınıf kimdir?” ve “Sahih din anlayışını kim temsil eder?” sorularını sorarak sözlerine başlayan Asım Cüneyd Köksal, bu sorulara 16. yüzyıl Osmanlısında bir grubun ulemayı diğer bir grubun ise yöneticileri işaret ettiğini belirtmiştir.

Meşruiyet olgusunun şer’i ve örfi hukuk uygulamalarına dayandığına, aradaki farklılıklar nedeniyle zaman zaman alimler arasında tartışmaların yaşandığına değinen Köksal, bu tartışmalara hanedan içerisinden bir isim olarak katılan Şehzade Korkut’u örnek vermiştir. Taşköprülüzade, Birgivi Mehmet Efendi, Ebussuud Efendi, Lütfi Paşa gibi isimlerin bu tartışmalardaki tutumlarını çeşitli şekillerde örneklendiren Köksal, “pozitif şer’ilik ve negatif şer’ilik” şeklinde kavramsallaştırdığı bu yorum tartışmalarını “Siyasetin sınırı neresidir?” diye ifade edilebilecek bir kamplaşma olarak nitelendirmektedir. Kökeni çok eskilere giden bu kamplaşmanın Osmanlılar tarafından çeşitli farklılıklarla devam ettirildiğini vurgulayan Asım Cüneyd Köksal, özellikle kanunname olarak adlandırılan eserlerin Osmanlıların bu sürece katkılarından biri olduğunu eklemiştir.

Asım Cüneyd Köksal, 16. yüzyılın sonlarına doğru ulemanın Osmanlı yönetici sınıfının önemli bir parçası olduğunu ve böylece 19. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı siyasi sisteminin bir denge-kontrol mekanizmasına sahip bir şekilde işlev gördüğünü belirtmiştir. Prof. Köksal, modern hukuka geçişin başladığı Tanzimat dönemine kadar Hanefi fıkhının Anadolu ve Balkanlardaki Osmanlı topraklarında baskın hukuk sistemi olarak yerleştiğini ifade etmiştir. 1876’daki Kanun-i Esasi öncesinde Osmanlılarda anayasacılık çabalarının var olup olmadığını hususunu ele alan Asım Cüneyd Köksal, şer’i hüküm ve kanun kavramları arasında teori ve pratikteki benzeşme ve ayrışmalara değinmiştir.

Konuşmasının son kısmında, 17. ve 18. yüzyıllarda Osmanlı hukukunun işleyişine değinen Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal, bu dönemleri anlamlandırmak için bunlarla ilgili daha özgün bir bakış açısı gerektiğini ifade ederek sözlerine son verdi. Konuşmanın ardından dinleyicilerden gelen sorularla program sona erdi. Programı kaçıranlar veya yeniden izlemek isteyenler linke tıklayabilirler!