Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Politika Konuşmaları dizisi kapsamında, Ortadoğu uzmanı ve araştırmacı-yazar Zahide Tuba Kor’u ağırladı. Vefa Kaya moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Baas Rejimi Nasıl Devrildi, Suriye’yi Neler Bekliyor?” başlıklı programda, Baas rejiminin dayandığı tarihsel ve toplumsal temeller ile rejimi yıkıma götüren faktörler, Suriye Devrimi sonrası küresel ve bölgesel aktörlerin izleyecekleri muhtemel politikalar masaya yatırıldı.
Baas Rejiminin Ortaya Çıkış Süreci
Konuşmasına Baas rejiminin ortaya çıkış sürecini ele alarak başlayan Zahide Tuba Kor, ‘Baas’ kelimesinin “yeniden diriliş” anlamına geldiğini ifade ederek Baas ideolojisinin tarihte büyük bir medeniyet olan Arapların niçin bugün bu hale düştüğünü anlama çabasının sonucunda ortaya çıktığını anlattı. Atlantik’ten Körfez’e kadar bütün Arap dünyasını birleştirme ve ayağa kaldırma iddialarının olduğunu ifade etti. Ancak uygulama ile ilkeler arasında çok büyük bir tezat olduğunu vurgulayan Kor, 1960’lı yıllarda askeri darbe ile iktidarı devralan Baas rejiminin daha sonra 1966 yılında Baas’ın içinden bir darbeyle sivil kanadın tamamen tasfiye edildiğini ve askerlerin ülkeyi yönettiğini anlattı. Daha sonra 1970’li yılların başına gelindiğinde Hafız Esad’ın bütün ipleri eline aldığını ve yönetimde etkili olan kurucu elitleri tasfiye ettiğini aktardı.
Baas’ın Toplumsal ve Tarihsel Temelleri
Soğuk Savaş dönemi şartlarında orduda cunta hareketlerinin yaygınlığına dikkat çeken Kor, Baas rejiminin dayandığı sosyal tabanın ise alt sınıflar olduğunu vurguladı: “Devirdiği unsur olarak Osmanlı döneminden kalma şehirli tüccar üst sınıfa cephe alarak ortaya çıktı. Dayandığı taban olarak ise sadece azınlıklara dayanarak, alevi ve nusayrilik üzerinden giderek bir taban oluşturamaz. Çünkü bunlar azınlık. Bu yüzden sünni kırsala sırtını dayamış olacak. İşçi-çiftçi sınıfına dayanacak. Zaten tüm ülkelerde en geniş kesim onlardır. Dolayısıyla eğitimli eliti tasfiye edecekler ve Sünni kırsal ile Alevi-Nusayri azınlığın işbirliği üzerinden yeniden yapı kurulacak.” Rejimin bu şekilde kendisine bir taban oluşturduğunu ifade etti.
İstihbarat Devleti Olarak Baas Rejimi
Baas rejimini ayakta tutan en kilit unsurun istihbarat olduğunu vurgulayan Tuba Kor, bu nedenle ilgili kritik mevkilere yalnızca Lazkiye kökenli Nusayri kimliğine mensup olanların atandığını ifade etti. Rejimin kapsayıcı ve herkese açık gibi göründüğünü ancak esas arka planda kendi cemaatine, belirli bir bölgeye ve hatta kendi aşiretine ve akrabalarına dayanan bir yapının söz konusu olduğunu vurguladı. Bu yüzden rejimin çözülmesinin zor olduğunu ifade ederek istihbarat içerisindeki güçlü asabiyenin çözülmeyi engelleyici bir faktör olarak altını çizdi. Mısır veya Tunus’un bir polis devleti olduğunu, Suriye’nin ise bir istihbarat devleti olduğunu anlattı.
Yoksulluk, Sefalet ve Rejimin Çözülmesi
Esad rejiminin Suriye halkının özellikle çiftçi-işçi sınıfı kesimlerini yoksulluğa mahkûm eden politikaları takip etmesiyle tabanını kaybetmeye başladığını ifade etti. Önceleri ücretsiz sağlık ve eğitim hakkı ile alt sınıfın da ekonomik çıkarlarını gözeten bir anlayışa sahip olan Baas’ın ülkenin zenginleri ile anlaşma yoluna gittiğini ve daha sonra uyguladığı neoliberal politikalarla işçi ve köylü kesimi nezdinde sorgulanmaya başladığını vurguladı. Halep’in muhalifler tarafından ele geçirildikten sonra ekmek dağıtması ve bölge halkının buna reaksiyonunun, ülkenin içinde bulunduğu sefaleti gösterdiğini anlattı. Suriye’de uzun saha çalışmaları yapan Zahide Tuba Kor, iç savaş başlamadan önce başkent Şam’da açlıktan ölenlerin olduğuna ilişkin sefaletin boyutunu ortaya koyan bilgiler edindiğini aktardı. İnsanlar ilk sokağa döküldüğünde temel amacın devrimden ziyade reform olduğunu, sosyoekonomik adalet ve özgürlük arayışında olduklarını ifade etti. İç Savaş sırasında altyapı ve temel hizmetlerin tamamen ortadan kalktığını ifade etti.
Soru-Cevap Kısmında Öne Çıkanlar
Suriye Devrimi’ni mümkün kılan tarihsel koşullar ve faktörlerin ardından soru-cevap kısmında Suriye’yi ve bölgeyi bundan sonra ne beklediği üzerinde duruldu. Vefa Kaya, 7 Ekim tarihinde Aksa Tufanı Operasyonu ile Ortadoğu’da çok büyük değişimler beklendiğini ve yaşanan olaylar silsilesi sonucunda Suriye’de rejim değişikliğinin yaşandığını ifade etti. Bu bağlamda İsrail’in Suriye politikasının ne olabileceğini, aynı zamanda Suriye sahasında kaybeden aktör olarak İran’ın bundan sonra durumunun ne olabileceğini, Tahran rejimini Trump yönetimi ile bölgedeki müttefiklerinin desteğiyle düşürülmesi ihtimalinin olup olmadığını sordu. Zahide Tuba Kor, İsrail’in Suriye’de güneyde bir Dürzi devleti, orta kesimde Sünni Arap devleti ve kuzeyde Kürt devleti olarak bölünmüş bir yapı isteyebileceğini ifade ederek soruya yanıt verdi ancak bunu gerçekleştirmesinin kolay olmayacağını vurguladı. Tahran rejimini düşürmeyi istediklerine emin olmadığını ifade eden Kor, seküler bir İran’ın Ortadoğu’yu mezhep üzerinden bölme planları açısından işlevsel olmayacağının altını çizdi. Suriye ve Filistin’in özgürlüğüne ilişkin gelen soruya Suriye’nin henüz refaha kavuşmadığını ifade ederek, Şam yönetiminin devasa sorunlarla yüklü bir ülke devraldığını vurguladı. Suriye’de kalkınma, şehirlerin imarı, altyapı hizmetlerinin sağlanması, iktisadi hayat için güvenli ve istikrarlı bir siyasi yapı ile halkın refah arayışının şu an için en temel meseleler olduğunu ifade etti.
DÜSAM’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlik, Suriye Devrimi, nedenleri ve muhtemel sonuçları üzerine doyurucu bir anlatı çerçevesi sundu. Kaçıranlar veya yeniden izlemek isteyenler DÜSAM’ın YouTube adresinden linke tıklayarak izleyebilirler!