Prof. Dr. Ahmet Kavas: “Bu dünya Endülüs’ü parçalayan dünyadan şeklen farklı, ruhen aynı. Avrupa’daki dernekleri bir ocak gibi düşünmek gerekir.”

DÜSAM Politika Konuşmaları devam ediyor!

Samsun Üniversitesi Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Politika Konuşmaları dizisi kapsamında, 5 Mart 2024 tarihinde,  Büyükelçilik görevleri ve Afrika uzmanlığıyla tanınan Prof. Dr. Ahmet Kavas’ı ağırladı. “İslam Dünyası Nereye” başlıklı programda İslam dünyasının bugünkü durumu üzerinde durularak İslam dünyasına Avrupalı ve Müslüman bakış ve yaklaşımlar masaya yatırıldı. Süleymanpaşa Kültür Evi’nde gerçekleşen etkinliğe pek çok akademisyenle birlikte şehir içinden katılım gösteren okurlar, soru ve yorumlarıyla katkı sundu.

Dünya üzerindeki savaşlarla geçmiş dönemlerdeki tarihsel süreçlerden örnekler sunarak konuşmasına başlayan Kavas, Merzifon Savaşı’na dair yabancı literatürde bir ilgi olduğunu hatırlattı. Kavas, oldukça kısa süren bu savaşın tarihteki yeri ve önemine değinirken şu değerlendirmede bulundu: “Kitaplarda Merzifon muharebesi adıyla bir savaş geçiyor. Biz genelde Malazgirt’i biliriz. Oysa Batılı kaynaklarda sayfalarca anlatılıyor. Hatta 1125 yılında bir Alman tarihçinin Merzifon Muharebesi’ne dair 40 sayfa kadar anlatımı var. I. Haçlılar Ankara ve Konya’dan Kudüs’e gittikten sonra 500 yıllık İslam diyarlarında krallıklar kuruluyor. Urfa ve Antep bu durumu yaşıyor. Antakya Krallığı var örneğin. 1099 yılında ise Kudüs düşüyor. Avrupa’ya haber gidiyor. Avrupa’da açlık, yoksulluk varken Anadolu’dan haberdar oluyorlar. Rivayetlere göre 300.000 kişi İstanbul’a geliyor. Bu esnada yolda gelirken Bulgaristan’ı talan ediyorlar. İlk hedefleri gelip bu bölgelere yerleşmek ama Niksar Kalesi’ne kapatılan Kont’larını kurtarmayı da istiyorlar. Kılıç Arslan ve Selçuklu Beyleri bu kişileri takip ediyorlar ve Merzifon’da 1 gün süren bir çarpışma oluyor. Bu kişiler zaman içerisinde diyorlar ki ‘eğer samimi Hristiyan isek İslam’ı öğreneceğiz’. Hatta bir adım daha ileri giderek ‘İslam’ın geleceğini de yazacağız’ diyorlar. Bundan sonra insanlar Hadis okumayacak diyorlar. Bir ölçüde başardılar.”

Çad ve Cezayir’de birçok farklı Müslüman tipolojisi olduğunu belirten Kavas, bu bölgelerdeki gözlemlerine yer vererek şu sözleri söyledi: “Zengin Müslümanların yoksul Müslümanlara tepeden baktığı durumlar da söz konusu. Böyle bir dünyayı yaşıyoruz şuanda ve bu dünya Endülüs’ü parçalayan dünyadan şeklen farklı, ruhen aynı.” Konuşmasını zenginleştirerek sürdüren Kavas, tarihimizdeki ocak mantığını ve işleyişini sürdürmenin önemine değindi. Kavas, İslam ülkelerinde Osmanlı’nın ocaklarda yetişenlere verilen haklarla uzun ömürlü olduğunu belirtti. Bu bölgelerde inzibat, vergi toplama gibi vazifeleri yürüten ve karşılığında devletin de onlara ayrıcalık tanıdığı nüfusun özel statüsünün Tanzimat’la birlikte alındığını belirten Kavas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fransa’ya gittiğimde gördüm. Derneklerimiz bir ocak gibi işliyor. Avrupa’daki insanlarımızın kurduğu bu ocaklarda gençler birbirlerini tanıyor, insanlar buluşuyor, güzel işler yapıyor. Bir ocak olarak değerlendirilebilir. Ancak bu ocakların eksikliği, tarihi bilmemeleri. Çin’de ne kadar nüfus olduğunu biz Fransızların yazdığı tarihten öğrenebiliyoruz. Ama bir Müslüman bu konu üzerine konuşacak bilgiye sahip değil. Doğrusu o bölgelerin topyekûn Müslüman olduğu düşünülüyor. Ama değişim var. Bunun farkında değiliz. Gençlere tavsiyem İslam dünyaları hakkında okuyup yazmalarıdır.”

Konuşmasını sonlandırırken Avrupa’da son dönemlerde daha sık görülen Kuran-ı Kerim’i yakma eylemlerine de değinen Kavas, “Kuran-ı Kerim’i yakma haberlerini okuduğumuzda kullandıkları kelimelere odaklanıyorum. Bu olayı aktarırken tercih ettikleri kelimeye göre anlıyoruz ki Kuran’ı yakıyoruz demiyorlar. Biz bu kitabı yakarak insanlığı temizliyoruz diyorlar” dedi. Avrupalıların son 200 yılda İslam dünyasına dair uzman yetiştirdiğini belirten Kavas, Müslümanların geçmişlerini öğrenmeye yönelmelerinin nedenleri üzerinde durdu ve Şarkiyatçıların niçin Müslümanlar ile ilgilendiklerine dair değerlendirmelerde bulunarak sözlerini tamamladı.

Süleymanpaşa Kültür Evi’nde yüz yüze gerçekleşen etkinlik, katılımcıların aktif katılımı, soru ve katkıları ile sona erdi.

Öğrenci Destek Hattı