Doç. Dr. Levent Ünsaldı ve Dr. Tolga Yıldız ile Sosyal Bilimlerde Kültürün Yeri Üzerine Konuşuldu

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Sosyoloji Güncesi kapsamında Vefa Kaya ve Büşra Nur Topal’ın moderatörlüğünde Doç. Dr. Levent Ünsaldı ile Dr. Tolga Yıldız’ı ağırladı. Online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda, “Kültürün Dolaşımı: Sosyal Bilim Pratiklerine Eleştirel Bir Bakış” başlığı ile Ünsaldı ve Yıldız, kültürün sosyoloji ve psikoloji disiplinlerindeki yeri ve serencamına ilişkin kültür problemine giriş mahiyetinde oldukça geniş bir meseleyi dinleyicilerin dikkatine sundular.

İlk olarak sosyoloji ve antropoloji disiplinlerinde kültürün yerini tartışarak konuşmasına başlayan Levent Ünsaldı, kültürün antropolojinin kuruluşundan itibaren önemli ve merkezi bir mesele olarak algılandığını belirterek özellikle Amerikan antropolojisinin başından itibaren kültürel antropolojiye odaklandığına dikkat çekti. Sosyoloji disiplininde ise kurucu figürler arasında Max Weber’in çalışmalarının, özellikle kapitalizmin ruhuna ilişkin meşhur eserinin, daha sonra çağdaş sosyal bilimlerde kültüre ilişkin araştırmaların derinleşmesinde önemli bir kaynak olduğuna işaret etti. Bu bağlamda Türkiye’de de kültüre ilişkin erken dönem sosyal bilim araştırmalarının Weber’den mülhem şekillendiğine dikkat çeken Ünsaldı, Weber’in sadık bir takipçisi olan Sabri Ülgener isminin alanda öne çıktığını ifade etti.

Psikoloji disiplininde kültürün yerini ele alan Tolga Yıldız, kültürel fenomenleri büyük oranda ihmal ederek doğan psikolojinin, meşruiyetini biyolojiyle yakınlığı üzerinden devşirme çabası içine girerek kendisini biyolojinin güdümünde bir pozitif bilim olarak inşa ettiğini vurguladı. Psikolojinin pozitif bilim olma çabasının aynı zamanda kültüre ilişkin meselelerle arasına mesafe koymasına yol açtığını ifade eden Yıldız, psikolojinin kültüre duyarsız kalmakla ve örtük bir biçimde biyolojik indirgemecilik yapmakla suçlandığını belirtti.  Ancak bu eleştirilere rağmen ana akım psikolojinin kendisini sosyal bilimler ile biyoloji arasında, biyolojiye daha yakın olacak şekilde bir köprü olarak konumlandırdığını vurgulayan Yıldız, özellikle son dönemde multidisipliner bir alan olarak sinirbilim araştırmaları ile gen çalışmalarının yükselişe geçmesiyle birlikte biyolojik indirgemecilik eğiliminin yeniden hortladığına dikkat çekti.

Programın son kısmında ise, eleştirel bir perspektifle dünyada ve Türkiye’de cari bilim pratikleri ve akademinin hâl-i pürmelâli ele alındı. Bu bağlamda bilimin ne’liğine ilişin kısır bir kavrayışın giderek egemen hale geldiği vurgulanarak, araştırmanın veriye, teorinin ise veri analizi modellerine indirgendiği bir vasatta, uluslararası bilim yayıncılığının akademiyi uysallaştırarak kurumsal çıkarların nasıl yeniden üretildiği tartışıldı.

“Kültürün Dolaşımı: Sosyal Bilim Pratiklerine Eleştirel Bir Bakış” başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.

31 Ekim 2021
Öğrenci Destek Hattı