Necdet Subaşı: “Türkiye’de kamusal ortam modernleşme konusunda ciddi bir entelektüel müzakere akışına sahip değil”

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Saathane Buluşmaları dizisi kapsamında, 6 Nisan 2024 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığında müşavir olarak görev yapan Dr. Necdet Subaşı’nı ağırladı. Vefa Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, Necdet Subaşı’nın “Türk Aydınının Din Anlayışı” adlı kitabı masaya yatırıldı. Süleymanpaşa Kültür Evi’nde gerçekleşen etkinliğe Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selahattin Kaynak ve Prof. Dr. Salih Kesgin, Genel Sekreter Doç. Dr. Adem Soruç, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Çağan, çok sayıda akademisyen ve öğrenci ile şehir sakinleri soru ve katkılarıyla iştirak ettiler.

 

Konuşmasına kitabının otuz yıl önce hazırlamış olduğu doktora tezine dayandığını ifade ederek başlayan Subaşı, ilk olarak çalışmasının ortaya çıkış serüvenini aktardı. Türk aydınının din anlayışı başlıklı konusunu seçtiğinde çevresindeki hocalara Türkiye’de ‘aydın’ diye bir kategori olduğunu kabul ettirmekte çok zorlandığını ifade eden Subaşı, doktora çalışması için Amerika’dan yeni dönmüş olan Şerif Mardin’i ziyaret ettiğini ve kendisiyle yaşadığı deneyimi aktardı: “İlk karşılaştığımızda beni çok küçümsedi. İlahiyatçıdan akademisyen olmaz dedi. Çok şaşırdım ve bozuldum. Böylece pat diye tez çalışmama, ‘aydın’ meselesine girmiş olduk.” Aydın, münevver ve entelektüel kavramları ilk bakışta eş anlamlı olarak görülse de sözcüklerin sahip oldukları tarihsel bagajları ve yükleri düşünüldüğünde modernleşme bağlamında çok farklı anlamlara sahip olduğunu ifade eden Subaşı, çalışmasında nesnel kaygıları dikkate alarak ‘aydın’ kavramını tercih ettiğini belirtti.

Türkiye’de din konusunda özellikle kendi kuşağının üzerindeki yönlendirici etkilerin büyük bir bölümünün aydınlar tarafından üretildiğini fark etmesinin tez çalışması için bir zemin teşkil ettiğini vurgulayan Subaşı, kendi kişisel serüveninin lise ve üniversite yılları boyunca önem verdiği yazarları takip eden eğilime sahip bir okuryazar kuşağına ait olduğunu ifade etti. Türkiye’de gündelik hayatın olağan akışında din algısının nasıl biçimlendiği, din konusunun özellikle 1980’li yıllardan sonra nasıl bir mecra içerisinde gelişim gösterdiği meselesinin çalışmasının temel problemi olduğunu vurguladı. Bu bağlamda kuşağının deneyimlerinden ve kendi gözlemlerinden hareketle dine ilişkin üretilen söylemlerin kaynağı ve dinin algılanışındaki etkileri açısından aydınların özel bir yere sahip olduğu tespitiyle çalışma konusunu belirlemiş olduğunu ifade etti. Türk aydınının dine ilişkin yaklaşımını dünya görüşü bağlamı içerisinde ele almak gerektiğini vurgulayan Subaşı, bu açıdan Türkiye’de aydınları solcu/cumhuriyetçi/sosyalist, sağcı/milliyetçi/muhafazakâr/devletçi ve İslamcı olmak üzere üç farklı siyasi konum üzerinden ele almaya çalıştığını belirtti. Çalışmasında Türkiye’nin 1980 sonrası entelektüel kamusunda söylemleriyle öne çıkmış aydınları ele alan Subaşı, hangi aydınları hangi kategori altında hangi bağlamda seçtiğini izah etti. İlk olarak Erol Güngör’ün o dönemde bugünkü ortamdan farklı olarak herkesin sahiplendiği bir isim olmadığını, milliyetçi bir aydın olarak diğer camialarda pek bilinmediğini veya yeterince önemsenmediğini ifade eden Subaşı, Erol Güngör’ü sağcı aydın kategorisinde ele aldığını belirtti. Cemil Meriç’i ise, entelektüel serüvenindeki güçlü sol etkisini ve İslamcılarla kurduğu ilişkiyi bilmesine karşın kendisine en uygun yer olarak sağcı aydın olarak konumlandırdığını ifade eden Subaşı, İslamcı aydınlar arasından 1980 sonrası yazdıkları eserlerle öne çıkan Ali Bulaç ve İsmet Özel’i tercih ettiğini vurguladı. Solcu aydın kategorisinde ilgili dönemde Birikim dergisi ve İletişim yayınları etrafında oluşturduğu muhit ve özellikle edebiyat eleştirisi konusunda çalışmalarıyla dikkat çeken Murat Belge’yi seçtiğini belirten Subaşı, ilginç bir biçimde Şerif Mardin’i de, kendi beyanının da etkisiyle solcu aydın kategorisi altında değerlendirdiğini ifade etti.

Saathane Meydanı içerisinde Süleymanpaşa Kültür Evi’nde yüz yüze gerçekleşen etkinlik, katılımcıların aktif katılımı, soru ve katkıları ile sona erdi.

Öğrenci Destek Hattı