Dr. Şeyma Afacan: “Türkiye’de psikolojinin temel taşlarını oluşturan metinlerin en temel derdi kapitalist ilerlemeydi.”

 

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Öteki Buluşmalar dizisi kapsamında Dr. Cumhur Bekar’ın moderatörlüğünde Dr. Şeyma Afacan’ı ağırladı. “Avare Ruhlar, Ayarlanmış Duygular: Osmanlı Materyalizmini Yeniden Düşünmek” başlıklı programda tarihsel malzemenin ağırlıklı olduğu bir konu masaya yatırıldı. Çalışmalarında 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlangıcına denk gelen zaman diliminde modern psikoloji metinlerinde hangi tür kavramların öne çıktığını ve ruh kavramının nasıl alımlandığını ele alan Afacan, konuşmasını materyalizm bağlamında sürdürdü.

Abdullah Cevdet, Baha Tevfik, Filibeli Ahmet Hilmi ve M. Şekip Tunç isimlerine değinerek Türkiye’de Psikoloji disiplini kurulurken ne tür tartışmaların baş gösterdiği üzerinde duran Afacan, “Felsefe tarihlerinden izleklerini bulduğumuz bir psikoloji tartışması 20. yüzyıl öncesinde de var. Modern Psikoloji oluşurken önceki algıdan yavaş ve lineer olmayan bir süreçte kopuyordu” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öyle bir şey ki 1930 ve 1940’lara geldiğimizde ruhun ve insanın kutsallığına dair algının yahut ruhun bilimsel çalışılabileceğine dair düşüncenin pek de yeri kalmadı. Bu, çok uzun bir süreçti ve bir günde gerçekleşmedi.”  

Yukarıda bahsedilen isimlerin metinlerine doğrudan nüfuz ederek araştırmasını gerçekleştiren Afacan, “kafası karışık bir tipoloji” üzerinde durdu. Bahsini ettiği isimlerin temel problem olarak gördükleri ve üzerinde durdukları mesele psikoloji olsa da esasında ekonomi ve verimlilik üzerine de kafa yorduklarını belirten Afacan, özellikle Abdullah Cevdet’in düşünce dünyasında ruh, makine, madde, beden kavramları yer ederken ekonomiyle ilgili kaygı taşıdığını belirtti. Abdullah Cevdet’in Fenn-i Ruh metnini değerlendiren Afacan şöyle dedi:

“Bir dertleri var. Peki ne için yazıyor? Bulgaristan’a şu kadar bin değerinde mal satıyoruz ve Bulgaristan bize daha fazlasını satıyor diyor. Neden ve nasıl oluyor da dünki Bulgaristan bizden daha zengin oldu?  Sanayiimiz nerede? Elektriğimiz nerede? Bu metinde bunları anlatıyor ve sonra bize beyin fizyolojisi anlatmaya başlıyor. Bir ruh kitabında ekonomiyle ilgili bir kaygı taşıyor”.  

Afacan, 1950’lere kadar İngiltere’de ruh çağırmanın ön plana çıktığını ve üzerinde durulan metinlerde ruh kavramının merkeze alınması çabasından vezgeçilmek istendiğini işaret etti ve şunları söyledi: “Artık metafizik konularda konuşmayalım, beyin üzerine konuşalım deniliyor. Beyin üzerine konuşmaktan kasıt ne? Bu referansı ilkin Şerif Mardin’de Jön Türklerin Siyasi Fikirleri’nde görmüştüm. Bu metinde Abdullah Cevdet ile ilgili insana tamir edilebilecek bir saatmişçesine yaklaşır deniliyor. Buradan ben makine fikrini alıyorum”. Afacan, Osmanlı materyalizmi için sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de psikolojinin temel taşlarını oluşturan metinlerinin en temel derdi kapitalist ilerlemeydi. Sanayii ilerlemesiydi ve kapitalist baskıyla birlikte gelişiyordu bu. Ve bu durum, milliyetçilik öncesi olup İslam’la savaşmayan bir durumdu.”

Aynı zamanda DÜSAM Youtube kanalında yayınlanan “Avare Ruhlar, Ayarlanmış Duygular: Osmanlı Materyalizmini Yeniden Düşünmek” başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.

Öğrenci Destek Hattı