Selim Karlıtekin: “Mehmet Emin Erişirgil’in Bildiklerim hatıratında, Dil Devrimi’ni Ahmet Cevat Emre’nin yaptığı ileri sürülüyor”

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Öteki Buluşmalar dizisi kapsamında, 3 Kasım 2022 tarihinde Telemak Yayınları’nın kurucusu Selim Karlıtekin’i ağırladı. Kaan Kurt moderatörlüğünde gerçekleşen “İki Neslin Tarihi: Ahmet Cevat Emre” başlıklı programda, Türk dilbilimci ve çevirmen Ahmet Cevat Emre’nin etkinlik alanı etrafında önemli değerlendirmeler ortaya konuldu.

Türk Dil Kurumu’nun ilk nesline yönelik çalışmaların kısıtlı olduğunu dile getirerek konuşmasına başlayan Selim Karlıtekin, Ahmet Cevat Emre’nin yaşadığı dönemin yanı sıra ölümünün ardından da fazlaca anılmadığını dile getirdi. Bir Ahmet Cevat Emre arşivi olmamasını dikkate değer bulan Karlıtekin, bu durumun nedenlerine dair, “Ailesinden öğrendiğim bilgilere göre hiç arşiv tutmayan birisi. Bir yazı yazdığında kısa sürede çöpe atarmış” dedi. Konuşmasının bütününde Moskova’da Şark Milletleri Üniversitesi’nde hocalık yaptığı bilinen Ahmet Cevat Emre’nin kendi dönemindeki politik süreçlerin hangi noktasında görünür olduğunu dile getiren Karlıtekin, Girit’te başlayan yaşam hikayesini II. Meşrutiyet dönemine kadar aktararak önemli bilgiler sundu. “Ahmet Cevat Emre çok inatçı birisi” diyen Karlıtekin bu bağlamdaki sözlerini şöyle sürdürdü:

“Milletvekili olduğu dönemde Nazım Hikmet yargılanırken kendi parasıyla Nazım’ın yazılarından seçki yaparak yayımlıyor. Nazım Hikmet açlık grevindeyken, grevi bırakması için mektup yazdığı biliniyor. II. Meşrutiyet’ten hemen önce Harbiye’de askeri öğrenci ve İttihatçı ağlara giriyor. Malta’ya sürülüyor. Çok kilit isimlerle arkadaşlık yapıyor ve kaçıyorlar. Fas’a gidiyorlar, oradan İspanya’ya geçiyorlar. Sonra yeniden Girit’e dönüyor. Girit o sırada Osmanlı’dan kopmuş durumda. Yeniden Türkiye’ye geldiğinde İttihatçı ağlarla bir kez daha irtibat kuruyor ve Çığıraçan’la işbirliği halinde okul kitapları yazmaya başlıyorlar.”

Ahmet Cevat’ın hayattayken bir metin neşretmek üzere olduğunu ve bu metnin bir bölümünün “1920 Moskovası’nda Türk Komünistler” başlığını taşıdığını dile getiren Karlıtekin, bu esnada 60 darbesinin gerçekleştiğini ifade ederek Ahmet Cevat’ın mezkûr metinde Nutuk’tan alıntılar yaptığını belirtti. Bahsi geçen metnin Hayat Tarih Dergisi’nde yayımlandığını ve derginin kapanmasına yol açtığını ifade eden Karlıtekin sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırattan 1920-1925 yılları arasındaki anlatıları çıkarıyor ve yerine Nutuk’tan yaptığı kolajı yerleştiriyor. 150 sayfa boyunca Atatürk’ün Nutuk’undan alıntılar yapıyor. Zaten kitabın alt başlığı -Mustafa Kemal Neler Yaptı?- şeklinde.”

Ahmet Cevat’a karşı eleştirileri iki açıdan ele alan Karlıtekin, “Birincisi Komünist olması nedeniyle cephe alıyorlar. İkincisi ise Hristiyan misyonerliği. Bu durum, çıkardığı Muhit Dergisi’yle ilişkili. Yakın zamanda Mustafa Armağan da Muhit Dergisi’yle ilgili ‘Kemalizm Kılığında Hristiyan Propagandası’ başlıklı bir yazı yazdı” dedi. Karlıtekin, Ahmet Cevat Emre’nin  Muhit’i misyonerlerle birlikte gelmiş bir Amerikalı ile çıkardığını ve dönemin şartlarına göre oldukça ileri standartlara sahip olduğunu ifade ederek “Dergide Hristiyanlık üzerine tek bir kelime yok. Kadro Dergisi Muhit’in devamı” dedi.

Artık dil üzerine çalışmalarıyla tanınmaya başlayan ve kitapları askeriyede okutulan Ahmet Cevat Emre’nin dergicilik faaliyetlerini değerlendiren Karlıtekin, bu faaliyetlerin Atatürk ile yeniden diyaloğa geçmesini sağladığını belirtti. “II. Meşrutiyet döneminde okula gitmiş olan herkes Ahmet Cevat’ın bir kitabını okumuştur” diyerek sözlerini sürdüren Karlıtekin, otorite kabul edilebilecek bu çalışmaların Atatürk’ün gözünden kaçmadığını ve kendisini dil ekibine aldırdığını belirtti. “Mehmet Emin Erişirgil’in Bildiklerim hatıratında Erişirgil, Dil Devrimi’ni Ahmet Cevat Emre’nin yaptığını ileri sürüyor” diyen Karlıtekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alfabe raporunu sekiz günlük kısa bir sürede tek başına yazıyor. Zaten 1920’de Bakü’ye gittiğinde bu meseleler tartışılıyor ve bunlar üzerine çalışmış. Öncesinde yine Atatürk’le tanışmasını sağlayan lisan inkılabıyla alakalı bir yazı dizisi var. Atatürk, harf inkılabı ile ilgili bütün rolü Ahmet Cevat Emre’ye atfediyor. Sonrasında zaten Ahmet Cevat Emre bütün ipleri eline alıyor. Tâ ki Güneş Dil Teorisi’ne kadar.”

Ahmet Cevat Emre’nin Güneş Dil Teorisi’ne karşı olduğunu dile getiren Karlıtekin, bu nedenle Atatürk ile bir gerilimin baş gösterdiğini ifade etti ve son olarak şunları söyledi: “Karşı olmasına rağmen, çöp olduğunu düşündüğü bir teori hakkında yüzlerce yazısı var. Atatürk vefat ettikten sonra kendisine güvenilmiyor. Hasan Ali Yücel dahi Ahmet Cevat Emre’yi sahiplenmeye korkuyor. Atatürk’ün ölümüyle birlikte kamusal alandan çekiliyor.”

Aynı zamanda DÜSAM Youtube kanalında yayınlanan “İki Neslin Tarihi: Ahmet Cevat Emre” başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.

Kaçıranlar, linki tıklayarak Youtube kanalımızdan programı izleyebilirler.

 

 

07 Kasım 2022
Öğrenci Destek Hattı